Geçtiğimiz Cumartesi günü kardeşimle birlikte filmi izledik. İzlemek isteyenleri etkilemek istemem, sonuçta çevremdeki pek çok kişiyi ben gaza getirdim, ancak;
- Tarsem'in Jennifer Lopez'li "The Cell" ve 2006'daki "The Fall" filmlerindeki senaryo derinliğini beğenenler kendilerini ufak çaplı hayal kırıklıklarına hazırlasınlar. Olay döngüsü içinde film bir hızlanıp, bir yavaşlarken ara ara kopmalar yaşamak mümkün.
- Neden 3D? Yani "Fatmagül'ün Suçu Ne?" dizisinin bir bölümünü 3D yayınlamak ne kadar anlamlıysa, Immortals'ın 3 boyutlu olması da o kadar anlamlı. 3D filme nerdeyse hiçbir şey katmadığı gibi, bir de gözlükler iyice karanlık gösteriyor ki bu durum Tarsem sinemasındaki renk patlamasının doğasına aykırı.
- Filmde göreceğimiz orgazmik görsel efektlerin hemen hemen hepsi filmin fragmanında -ki fragmanı aşağıda tekrar paylaşıyorum- mevcut. Bunlar dışında özellikle son bir kaç dakika etkileyici. Etkileyici ama alışıldık maalesef.
- Bence filmin en iyi yanı Mickey Rourke. Zalim ve acımasız Kral Hyperion rolünde harikalar yaratmış.
Sonuç olarak Immortals benim için bu kadar beklemeye ne yazık ki değmedi. Filmden geriye içimde kalan en büyük şey içimdeki God of War III oynama isteği oldu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder